Salı, Eylül 22

Yaz Bitti

Yaz bitti ve başladı yine düşünceler. Eh zaten 3 aylık bir düşünmeme sürecinden sağ çıkabilmiş bizler, artık ardımıza bakmadan, büyük bir rahatlıkla nehrin sularına akıtabiliriz beynimizin kaynayan sularını.
Akıl bir yandan ikiye bölünmüş su sıralar. Tanrıyı arıyor heryerde bir kısmı. Diğer kısım oturmuş kahvesini içiyor bir yandan diğer yarıya kıs kıs gülerken. Kalp ayrı telde. Uykulara gömülmüş, eğlensin garipler diye bırakmış ipleri aklın ellerine.

Her neyse, asıl başlayan şey, tekrar yazmak. Hem de büyük bir rahatlıkla paylaşmak düşlerini, düşünceleri. Böyle güzel siyah bir arkaplana yazı yazmayacaksın da nereye yazacaksın dedirten düşler, düşünceler.
Yine de felsefi bir şeyler paylamayacaksak ne diye açtık ki bu sayfaları. ( Ayrıca her bir düşünce, her bir paylaşım felsefi değil midir? )
Konuya geri dönecek olursak, ben kahve içen kısmı temsil ediyorum. Bir yandan sigarasızlık kemiklerimi kavuruyor ya o konuya hiç girmeyeceğim. Kahvemi yudumlarken düşündüğüm şey ise, neden düşündüğüm. Gereksinimlerimizi neye göre gruplandırdığımızı merak ediyorum. Gereksinim derken elbette düşünceleri kast ediyorum. Ama işin içine bir gruplandırma girmiyor sanıyorum ki. Aslında çok basit bir şey düşünmek. Düşünmek demek, hayatta bir problem olduğunun en temel göstergesidir bence. İnsan düşünürken mutlu olamaz mesela. Mutluyken düşünceye ne diye ihtiyaç duyasın ki.

Pazartesi, Eylül 21

In tyler we trust

10. senesinde fight club. yaşasın!

kaos anarşi faso fiso değil. sakinleş ve okumaya devam et.

neden 3 ay ömrün kalmış olsa yapacaklarını, şu an 3 ay ömrün kalmış gibi davranıp yapamıyorsun?
çünkü: şu an 3 ay ömrüm kalmadı.

gerçekten cevap bu mu?

nereden bilebilirsin ki 3 ay ömrünün olup olmadığını? ve sana 3 ay kaldı artık dediklerinde bulabilecek misin bu enerjiyi bir daha içinde?

yapmak istediklerini neden engeller insan? etik? kurallar? sosyal sözleşme?

yoksa işin içinde bir sonraki adımı mecburen düşünmek zorunda kalmak gibi dümdüz bir basitlik mi var?

neden bir sonraki adımı düşünüyorsun? seni bağlı tutan bir şey mi var yoksa? aman tanrım!

"It's only after we've lost everything that we're free to do anything."

it's me tyler. welcome to the club.

ps: fight club erkek oyunu değildir. kadınlara daha çok yakışır.

Salı, Eylül 8

Seri - Soru

bilginin arayışı ıcınde gecırılen her an neden aptal bızlere erdemlı gelır kı
bılgının ne kadarını bılmek soz gecırılemeyen ınsanı ıyılıge goturur,
bılmek zorunda olup olmadıgımızı bıle dusundugumuz hıc bır an yok mudur,
ya da kıyaslardan kacmak ıstedıgımız
kendımızı bırakacak- gucsuz kaldıgımızı sanacak ne kadar an vardır kı elımızde
elden ne gelır kı sonra
anlamsız ve ucarı kelımelerın hangılerını kullanmak gerçekten işimize yarar
neden kagıdı eline alınca ucar gider ki yazı
neden kaçmak için başka yer kalmaz geriye
bizden başka
bizi kendimizden kim korur ki?

yeterince sıkı kapattın mı gözlerimi?