Yaz bitti ve başladı yine düşünceler. Eh zaten 3 aylık bir düşünmeme sürecinden sağ çıkabilmiş bizler, artık ardımıza bakmadan, büyük bir rahatlıkla nehrin sularına akıtabiliriz beynimizin kaynayan sularını.
Akıl bir yandan ikiye bölünmüş su sıralar. Tanrıyı arıyor heryerde bir kısmı. Diğer kısım oturmuş kahvesini içiyor bir yandan diğer yarıya kıs kıs gülerken. Kalp ayrı telde. Uykulara gömülmüş, eğlensin garipler diye bırakmış ipleri aklın ellerine.
Her neyse, asıl başlayan şey, tekrar yazmak. Hem de büyük bir rahatlıkla paylaşmak düşlerini, düşünceleri. Böyle güzel siyah bir arkaplana yazı yazmayacaksın da nereye yazacaksın dedirten düşler, düşünceler.
Yine de felsefi bir şeyler paylamayacaksak ne diye açtık ki bu sayfaları. ( Ayrıca her bir düşünce, her bir paylaşım felsefi değil midir? )
Konuya geri dönecek olursak, ben kahve içen kısmı temsil ediyorum. Bir yandan sigarasızlık kemiklerimi kavuruyor ya o konuya hiç girmeyeceğim. Kahvemi yudumlarken düşündüğüm şey ise, neden düşündüğüm. Gereksinimlerimizi neye göre gruplandırdığımızı merak ediyorum. Gereksinim derken elbette düşünceleri kast ediyorum. Ama işin içine bir gruplandırma girmiyor sanıyorum ki. Aslında çok basit bir şey düşünmek. Düşünmek demek, hayatta bir problem olduğunun en temel göstergesidir bence. İnsan düşünürken mutlu olamaz mesela. Mutluyken düşünceye ne diye ihtiyaç duyasın ki.
Bir yudum daha. O salak tanrıyı arasın dursun. hihi..
Açıklıyorum şimdi bekleyin. Her an her saniye, bölünmelerin dışında düşündüğümüz şeyler hep bir problem değil midir çözülmesi gereken? Mesela şu an yazarken düşünüyor olduğum sigara açlığı ve eh tabi ki biraz da okunmak isteme isteği, ego tatmini, hep bir sorun sebebiyle değil mi? Aslında biraz daha düşündüğümüzde kavrayabiliriz bunu rahatlıkla diye düşünüyorum. İşte yine bir ego tatmini, kendi düşüncelerimi başkalarına lanse ettirmek.
Neyse konu bu değil. Aslında konu düşünmenin sebebi de değil. Neden düşündüğümüz bana sorulacak olursa çok açık ve net. Ortada sorun olması sebebidir düşünmek. Peki ya sonra ne olacak. Aslında her zaman bahsettiğimiz, hep hayatımızın konusu olan ölüm anı geldiğinde hissedeceklerimiz ve düşüneceklerimiz ne olacak acaba?
Bilinmemezlikle birlikte, bana sorulacak olursa sorun ve cevap basit. Huzur ve düşünecek bir sorunun kalmamasıdır karşılaşacağımız. Sorun olmazsa düşünce de olmaz. Ortada bir düşünce yoksa, saf, katıksız bir mutluluk var demektir kendi hissyatım açısından.
O halde haydi hep birlikte intihar edelim. nihi hihi nihi...
Sonra da "yaz bitti" diye bir şarkı yazalım, bedenimiz ve düşüncelerimiz donarken.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Blog Hakkında
"Phil Newlings" seri can sıkıntısı sonucu oluşmuş, plansız programsız, standarttan bağımsız, serbest akım düşüncesine serbestçe bağlı, hoşnutsuz davranışların tedirgin etmediği sürece var olabilecekleri bir yazı denemeleri bütünüdür.
Blogun adresiyle kurulabilecek bütün bağlantılar rastgelelik sendromu sonucu oluşmuştur. Bu blogta "gerçek felsefi" bilgiyi temin etmeniz garantisi yoktur. En nihayetinde yazarlar da okuyanlar gibilerdir. Her bir okuyucu, kendisi için en iyi olanı okumak konusunda yine kendi aklına güvenmeyi öğrenmiş olmalıdır.
Nihayetinde, okumak güzel bir eylemdir ve yazmak da güzel bir eylemdir.
Ayrıca, çok gezerken yolda okumaya vakit ayıran çok bilir.
Blogun adresiyle kurulabilecek bütün bağlantılar rastgelelik sendromu sonucu oluşmuştur. Bu blogta "gerçek felsefi" bilgiyi temin etmeniz garantisi yoktur. En nihayetinde yazarlar da okuyanlar gibilerdir. Her bir okuyucu, kendisi için en iyi olanı okumak konusunda yine kendi aklına güvenmeyi öğrenmiş olmalıdır.
Nihayetinde, okumak güzel bir eylemdir ve yazmak da güzel bir eylemdir.
Ayrıca, çok gezerken yolda okumaya vakit ayıran çok bilir.
Yazılmış olanlar
Etiketler
..
(1)
air
(1)
anaxagoras
(2)
anaximender
(4)
anaximenes
(2)
anselm
(1)
antik yunan
(3)
apeiron
(4)
atomists
(1)
atoms
(1)
belief
(1)
belirsiz
(1)
Benjamin Lee Whorf
(1)
Bilgi Teorisi
(1)
bilim
(1)
bilim dünyası hayvanları
(1)
bir kedi gördüm sandım
(1)
birey
(1)
change
(1)
christ
(1)
çeviri problemi
(1)
democritus
(1)
descartes
(2)
determinizm
(2)
dil problemi
(1)
din
(1)
diyalektik
(1)
doctrine of recollection
(1)
doğru
(1)
düşünceler
(1)
Edward Sapir
(1)
einstein
(1)
elma
(2)
Emek
(1)
empedokles
(1)
Erdağ
(1)
eşitlik
(2)
etik
(1)
evren
(1)
felsefe tarihi
(1)
fight club
(1)
fire
(1)
four element theory
(2)
greater
(1)
Güvenç
(19)
hakan
(13)
Hegel
(1)
her şey
(3)
heraklitus
(1)
hiçlik
(1)
hisler
(1)
hristiyanlık
(1)
hseri
(2)
indefinite
(1)
infinite
(1)
intro
(1)
irrasyonalite
(1)
Kant
(2)
kavram karmaşası
(3)
kozmoloji
(2)
leucippus
(1)
Linguistic
(1)
matematik
(2)
mekanizasyon
(1)
mekanize
(1)
Melissus
(2)
Minima Moralia
(1)
motion
(1)
Mustafa Amca
(1)
mutlak
(1)
nous
(1)
ortaçağ
(1)
ölüm
(1)
özgür irade
(1)
Parmenides
(2)
Perception
(3)
Plato
(2)
pratik
(1)
Protogoras
(1)
pythagoras
(1)
rasyonalite
(1)
realizm
(1)
Relativizm
(4)
seeds
(2)
sıraya geç
(1)
sonbahar
(1)
sonsuz
(1)
soru
(1)
şüphecilik
(1)
tanım
(2)
tanrı
(1)
tepki
(1)
thales
(3)
Theodor W.Adorno
(1)
Tibet
(1)
truth
(1)
tweety
(1)
uzak doğu
(1)
varlık
(2)
varolmak
(1)
varoluş
(1)
water
(1)
yasa
(1)
Yaz
(2)
yazma
(1)
Zaman
(1)
Zaman ve Mekan
(1)
Zeno
(2)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder