Cuma, Nisan 30

Antik Yunan'ın Güzelliği

Biliyorum, Antik Yunan bizleri çok zorluyor. Evren, kâinat, kosmos... Hepsi aynı şeyler ve artık ilgimizi çok fazla da çekmeyen şeyler. Zaman geçtikçe, nedense daha fazla günlük işlere gömülmüş gibiyiz. Ya da insan sayısı arttı da daha mı az farkeder olduk bu insanları? Ya da illa ölmeleri mi gerekiyor, bu güzelim doğa felsefecilerinin, yani günümüz fizikçilerinin yaptıklarını öğrenebilmek için.

Aslında merak ettiğim şey, günümüz bilim adamları, fizikçileri, kimyagerleri, mühendisleri falan felan, hiç mi yaptıkları işin felsefesi ile uğraşmıyorlar? Ya muhakkak bir görüşleri vardır ama buldukları ya da farketttikleri yeni şeyleri açıkladıktan sonra, bir de bu yaptıkları buluş ya da keşif, her ne haltsa, bununla ilgili kendi düşüncelerini belirten ufak tefek yazılar yazsalar. Bunların kendilerinde bıraktığı etkiyi, yaşadıkları duygusal gerilimi ya da ne bileyim, bu tanrının işidir yahut, işte bakın her şey başlangıçta var olmaya başlayan enerjiden kaynaklı gibisinden abuk subuk şeyler yazsalar güzel olmaz mıydı?

Çarşamba, Nisan 14

Antik Yunan'da Dil Problemi

Hadi ama. Aradan 2500 yıl geçmiş. Elbette bir dil problemi olacak, diyesim geliyor ama bir yanım da neden böyle bir problemleri olmak zorundaymış diye sorgulamıyor değil. Gerçi dil kendi içinde de problemleri olan bir şey olduğu için bir problem yaratıyor olabilir. En basitinden, bizim Antik Yunan'ı anlamamız elbette ki çok zor olur. Adamların dili bir kere kayıp bir dil zaten. Yalnızca arkeologlar ve felsefe eğitimi alan insanlar öğreniyor bu dili. (Başka sebeplerden dolayı öğrenen güruhlar varsa beni hoş görsünler.) Şimdi bir de bu dili Türkçe'ye çevirmekten bahsetmek zorundayız.

Tabi ki Edward Sapir ve Benjamin Lee Whorf abilerimiz devreye giriyor bu noktada. Bu iki abimiz, hocalarından etkilenerek, çevirinin mümkün olmadığını, bir insanın kendi ana dilinden başka bir dili anlayamayacağını iddia ederler. Küçük bir anektod olarak kalsın bu.

Pazar, Nisan 4

Apeiron

Antik yunan komik bir yermiş aslında. Dillerinde, sonsuzluk, belirsizlik, yaratım gibi kelimeler yokmuş. Ama adamın biri, ismen Anaximander çıkıp aperion diye bir şeyin dünyayı var ettiğini, karşıtlıkları oluşturduğunu, bütün maddelerin özü olduğunu, her şeyin onun sayesinde var olduğunu söylemiş. Üstelik bu apeiron denilen şeyin sonsuz ve belirsiz olduğunu söylemiş.

Şu an bile sonsuzluk ve belirsizlik kavramlarını düşündüğümde bende arızalar yaratıyorlar. Oturup bir düşünmenizi isterim açıkçası. Sonsuzluk nedir? Belirsizlik nedir sorularını kendinize bir sorun. Dilimizde bunların karşılıkları çok açık olmadığı için sizlere ingilizce tercümlerini de vermek istiyorum. Sonsuzluk için "infinite" terimi, belirsizlik için ise "indefinite" terimi kullanılıyor.

Algı Sorunsalı -2-

Komik olan kendi metaforlarım altında boğuluyor olman. Zaman mı? Ben yeterince algılayamadıktan sonra sorunu çözüp ne yapacağım. Zaman içinde sonsuz bir varlık ha? Kendini çözemedikten sonra onun varlığına nasıl inanabilirim ki?

Aslında bir nokta daha ileriye götürebilirim bu soruyu. Birazıcık Descartes hakkındaki hikayelere gireceğim haddim olmayarak ama idare edin artık: