Cuma, Kasım 6

Şimdi ve Sonra

Canım biraz da "şimdiyi" sorgulamak istiyor aslında. Karmaşa, zaman kavramına bakış açımızla da ilgili biraz. Elbette, teorime eklemem gereken olgulardan biri olmasına karşın, öncelikle siz (olmayan) sevgili okurlarımızla paylaşmak istiyorum bunu.

Algılarımız gereği, daha, şimdiyi anlayabilecek yahut anlayıp da süreçselleştirecek daha doğrusu kurgulayabilecek bir düzeyde değiliz. Daha demiş olduğuma dikkat çekmek istiyorum ki burası bence çok önemli.

Alışkanlıklarımız doğrultusunda kullanmakla yükümlü olduğumuz şimdi kavramı, aslında hiç de yaşayabildiğimiz bir an değildir. İnsan oğlu olarak yalnızca düşünceler içinde var olmaya çalışır, onlar sayesinde de yalnızca yakın geleceği kurgulayabiliriz. Şu an ne yapacağımızı değil. Eğer, şu an ne yapıyorum diye düşünüyorsak, yapmış olduğumuz şeyler dışında başka bir şeyden bahsedemeyiz. Bunu yapabilen her hangi bir yaşam formu var ise, yine algılarımız sayesinde bunu yapıp yapamadıklarını fark etmemiz de pek mümkün gözükmüyor anladığım kadarıyla.
Biraz toparlamak gerekirse; geçmiş içinde yaşadığımızı bir noktaya kadar kabullenmemiz gerektiğini ve yalnızca yakın geleceği planlayarak yaşabildiğimizi söylemek istiyorum.

Ben, "şu an bir şeyler yapıyorum" demeyi ne kadar çok istiyor olursam olayım, dil yalnızca bize algılanamayacak ufak tefek oyunlar oynayarak bizi bu güzel zevkten mahrum bırakıyor açıkçası. Yani anlatmak istediğim ki elbette anladığınızı düşündüğünüzü oysa anlamadığınızı ve anlayamayacağınızı bilerek cevaplıyorum bunu -ki benim bile şu an yaz"mış" olduğum şeyleri tam olarak anlayabildiğimi söyleyemiyor olmam da ayrı bir ironi yaratmaktadır- şimdi dediğimiz kavram güzel bir yanılsama oyunudur.

An denilen zaman kavramı uzun bir çizgi üzerinde çizilinebilindiği düşünülen oysa çizilmeye çalışıldığı anda geçmiş zaman içine düşen bir olgudur. Ki bu noktada zamanı algılayışımızın da çok bariz hatalar zincirlemesi olduğu düşüncesi ortaya çıkıyor ama yine söylemek zorundayım ki, daha halen algılarımı o kadar genişletebilmiş değilim.

Bir noktaya kadar ben yalnızca hatırladığım anıların içinde ve kurgulamaya çalıştığım gelecek dediğim şeyin içinde yaşarken ve yalnızca yapıldığına inandığım ve yapıldığını sandığım şeylerle birlikte büyüdüğüm ve büyüyor olduğum için geçmişi bilemez ve geleceğin varlığından her saniye şüphe ederken ve muhtemelen de yaşıyacağım süre boyunca şüphe edeceğimden, zamanın var olup olmadığını bile tam olarak bilemeyeceğim ki şu an bile zaman dediğim şeyin olmadığına kendimi bir nebze inandır"mış" bulunmaktayım.
Şimdiden sonra olmuş yav...
Belki bir gün şimdiyi anlayabilirsem yani dahaya ulaşabilirsem, tekrar yazarım buraya.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder