Cumartesi, Mart 27

İnanç.

"Yapma ama Zeno, donacaksın o soğukta!" ve cevap geldi:
"Sss-oğuk y-y-y-ook, h-h-haareket h-h-hiç y-y-yokk."
Evet, evet, böyle komik görünüyor değil mi? Ama bütün algının bir yanılsama olduğunu söyledikten sonra, insan yaşamına nasıl devam edebilir ki? Hayatına uyguladığı pragmatik kabuller olmadan, bu sözleri dahi söyleyemeden ölüp gitmesi gerekmez miydi zavallı Zeno'nun, hocası Parmenides'in ve güzelim Melissus'un.
Oysa Parmenides, (yorumlara göre) inanmaktan ötedeydi. Bildiğini iddia ediyordu gerçekleri. Onun varlığınan başka bir şey söylenemez diyordu. Daha da ötesi bütün algıların, evet evet, yaşadığımız bilim dünyasında bunlardan bahsetmek biraz garip gelebilir sizlere, kavraması güç olabilir ama bütün algıların ilizyondan ibaret olduğunu söylüyordu.
E şimdi siz bir düşünün. Canı gönülden inanıyorsunuz algıların olmadığına. Pardon, algıların ilizyon olduğunu biliyorsunuz. Bu noktada yaptığınız hiçbir şeyin gerçek olmadığını da bilecektiniz. Ama nasıl olur da hayatınıza devam edersiniz. Açıkçası "algılamak" güç bunu.
En nihayetinde, ne Parmenides ne de Zeno ve Melissus, algılarını yok saydığı için ölmedi. Yaşadılar. Hatta Zeno, efendisinin teorilerini güçlendirmek için bir kitap bile yazdı. Peki sonra? Anladığım kadarıyla, hayatlarını ne kadar hareketin olmadığını "bilerek" geçirmiş olsalar da, onu kullanmışlar ki yaşamışlar.
Empati kurmak gerekirse aslında, anlamak çok güç olmuyormuş ne kadar biraz önce anlamak güç desem de. Bazen, bildikleriniz uğruna yaşıyorsunuz. Üstelik yapacağınız şeyin başarısızlığa uğrayacağını bile bile, hatta sırf başarısızlığınızı görmek için o hedefin üstüne gidiyorsunuz.
Yalnızca başarasızlığı tadabilmek için. "Başaramadım" derken aptal bir gülümsemeye sahip olabilmek için.
Neyse biz Zeno'ya dönelim tekrar. Hareket yok diye, bütün kaslarını gevşetip, bu gerçeğe ulaştığı noktada ölüp kalmadığı bir gerçek. Yani hareket yok demesine rağmen, hareketi güzel bir şekilde kullanmış. Yani siz siz olun, inançlarınızla pragmatik ihtiyaçlarınızı birbirine karıştırmayın. Bu yüzden neredeyse hiç konuşmayan bir adama dönüşüyordum. Gerçekten...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder