Perşembe, Haziran 24

Felsefe'de Yaz Ayları

Yaz aylarında, gerek sıcaklardan, gerek mahmurluktan, gerek can sıkıntısından, gerek uykusuzluktan, gerek alkolden, gerek tembellikten, gerek yaz okulundan, gerek yalnızlıktan, gerek çokluktan, gerekse bokluktan ve daha bir çok çoğaltılabilecek yönden felsefe yapmaya karşıyız.

Yine de havaların, şu anda sonbaharı gösteriyor olması bir şeyler yazma zamanının geldiğini hissettiriyor.

Tahminimce, yaz aylarında bir şeyler yazma kuralını bozan filozoflar, şu anda bayaa önem arz eden yazılar yazmışlardır. Eğer benim fikrimi soracak olursanız bir kaç örnek verebilirim sizlere. Mesela Nietzsche, Schopenhauer, Hume, Hegel - ki aslında Hegel'i hepsinin başına yazmalıyım - falan filan. Ne kadar sistematik bir düzen içinde yazılmış düşünceler de olsa bu arkadaşların yazdıkları, biraz uçuk kaçık kalıyor kendilerinden önce gelenler için. Mesela Descartes da yaz aylarını yazarak geçirenlerden biri bence. Elbette kendisinden önce gelenlerden etkilenmediğini söyleyemeyiz ama onun fikirlerini okursanız biraz olsun neden bahsettiğimi anlarsınız.

Söylemeye çalıştığım şey, hepsinin başına güneş geçtiği değil, aksine, yazın getirdiği yoğunluk nedeni ile kafalarında biriken milyonlarca şeyi aynı anda yazmaya çalışmışlar. Evet başarılı olmuşlar bence ama insanlar daha hazır değil bunlara.

Aristotle'a bakalım mesela. Adam bütün her şeyi sistematik bir şekilde yazmış. Hatta çok fazla şey yazmış bile diyebiliriz. Ama inanıyorum ki yazdıklarının hiç birini yazın getirdiği sıcaklığın altında yazmamıştır. Güzel günlere bölmüştür zamanını ve adım adım ilerlemiştir.

Şimdi ben mesela felsefik bir şeyler yazmaya kalksam - ki farketmişsinizdir, hiç öyle bir çabam yok - muhtemelen normalden öte bir anlaşılmazlığa sahip saçma sapan bir şeyler çıkardı. Bir yandan terlememeye çalışıp, bir yandan ayrı kaldığım ve bir yandan kavuştuğum şeyleri düşünüp, üstüne bu lanet sıcaklarda yapmam gereken yüzlerce şeyin yanı sıra, yaratıcı olup bir şeyler yazmaya çalışmak pek güzel bir etki bırakmayacaktır. Aslında çok güzel fikirler çıkabilir bu düşünce kalabalığından ama ben bile anlayabileceğim bi şeyler çıkartana kadar yazdığım yazıdan, muhtemelen tahsilimi bitirip, çoluk çocuğa karışmış olurum.

Yani aslında yaz aylarına bok attığım yok. Bok attığım yaz aylarında yazmaya çalışmak. Bütün mesele burada. tabi bu benim kendi hüsnü kuruntum yahut kendi beceriksizliğim de olabilir. Neyse... Yazmıyorum kardeşim... Eylülde görüşürüz...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder