Antik yunan komik bir yermiş aslında. Dillerinde, sonsuzluk, belirsizlik, yaratım gibi kelimeler yokmuş. Ama adamın biri, ismen Anaximander çıkıp aperion diye bir şeyin dünyayı var ettiğini, karşıtlıkları oluşturduğunu, bütün maddelerin özü olduğunu, her şeyin onun sayesinde var olduğunu söylemiş. Üstelik bu apeiron denilen şeyin sonsuz ve belirsiz olduğunu söylemiş.
Şu an bile sonsuzluk ve belirsizlik kavramlarını düşündüğümde bende arızalar yaratıyorlar. Oturup bir düşünmenizi isterim açıkçası. Sonsuzluk nedir? Belirsizlik nedir sorularını kendinize bir sorun. Dilimizde bunların karşılıkları çok açık olmadığı için sizlere ingilizce tercümlerini de vermek istiyorum. Sonsuzluk için "infinite" terimi, belirsizlik için ise "indefinite" terimi kullanılıyor.
Şahsen ben sonsuzluk terimini kafamda canlandırmaya çalıştığımda, küçüklüğümüzden beri bizlere anlatılan, uzay boşluğunun sonsuzluğu geliyor. Ama yine de hayal gücümün geniş olmaması ile bağdaştırabileceğim gibi, onun da bir sınırı olması gerektiği düşüncesi orada bir yerlere sınır çekiyor. Kısacası sonsuzluk kelimesini algılayamıyorum. Belirsizlik ise zaten algılanabilir olmayan demek olduğu için bu konuya hiç girmiyorum.
Yani Anaximander, İsa'dan önce 600 ila 550 yılları arasında yaşamış olan bu adam, kendi dillerinde anlamı bulunmayan iki kelime ile bu apeiron denen şeyi tanımlamaya çalışmış. Evet, evet, tanımı yapılamaz dediği şeyi bu şekilde tanımlamış.
Biraz da söylediklerini açmaya çalışayım sizlere. Anaximander abimiz, bu apeiron'un her şeyin özünde var olduğunu, bütün kozmozu oluşturduğunu söylemiş. Yani suyu, toprağı, havayı ve ateşi oluşturan şey bu apeiron. Bizim şu an atom diye tasvir ettiğim şey, Anaximander'in gözünde apeiron adını almış.
Benzetmemi sakın yanlış anlamayın. Democritus ve Leucippus bu atomlardan bahsederken, onların çok küçük olduklarını ve sonsuz olduklarını dile getirmişlerdi fakat onların tanımlanamaz olduklarını söylememişlerdi. Ayrıca onların birbirlerinden farklı olduklarını da söylemişlerdi. Bir nevi Anaxagoras'ın tohum dediği şeyleri biraz değiştirip söylemişlerdi. Bir de bu adını saydığım adamlar zaten Anaximander'den sonra yaşamış insanlar.
Neyse çok karıştırmayayım.
Kısacası, Anaximander bu şeylerin bizim bilebileceğimiz bir şeyler olmadığını, "dünya dışı" olduklarını dile getirmiş bizim kısıtlı algılamalarımıza göre. Elimizde Anaximander'in yazıtlarından fazla bir şey kalmadığı için çok fazla açıklayamıyor kimse. Ama yine de apeironun belirsiz bir şey olduğunu söylemiş olması ilginçtir.
Ayrıca, sonsuz sayıda dünyayı oluşturuduğunu da söyler bu apeironun. Sonra, dünyadaki karşıtlıkları da apeironun oluşturduğunu söyler. Soğuk ve sıcak, ıslak ve kuru gibi.
Bir de, neden Anaximander hocası Thales gibi dört elementten birini seçmedi soru var askıda kalan. Ona da şöyle bir cevap veriliyor: ( Ben verenlerin yalancısıyım.)
Bu dört elementi de birbirlerinin karşıtı olarak görüyor ve eğer temel element bunlardan biri olsaydı, karşıtı da bu dünyada yer alamazdı, onun içinde yok olur giderdi diyor. Böylece bu dört temel elementten herhangi biri olmaması gerektiğini söylüyor Anaximander.
Ayrıca dünyanın yaratımıyla ilgili de bir şeyler söylemiş ama o kısım azıcık apeiron ve özelliklerinden kayıyor, o yüzden o kısıma girmeyeceğim.
Yani anlayacağınız, karışık, anlaşılmaz bir şeyler söylemiş Anaximander abimiz. Apeiron gibi bir kelime yaratıp, zamandaşlarının anlamsız bulacağı şeyleri üstüne basa basa insanlara anlatmaya çalışmış. İyi de etmiş yani. Böylelikle, belki de felsefeye ilk belirsiz yani soyut diye nitelendirdiğimiz kavrammlar girmiş oldu. Daha ne olsun.
Belki daha açıklayıcı olabileceğim bir kaç tarih öncesi abimiz ile ilgili bir şeyler yazarım daha sonra tekrar. Umarım apeironu seversiniz.
Şu an bile sonsuzluk ve belirsizlik kavramlarını düşündüğümde bende arızalar yaratıyorlar. Oturup bir düşünmenizi isterim açıkçası. Sonsuzluk nedir? Belirsizlik nedir sorularını kendinize bir sorun. Dilimizde bunların karşılıkları çok açık olmadığı için sizlere ingilizce tercümlerini de vermek istiyorum. Sonsuzluk için "infinite" terimi, belirsizlik için ise "indefinite" terimi kullanılıyor.
Şahsen ben sonsuzluk terimini kafamda canlandırmaya çalıştığımda, küçüklüğümüzden beri bizlere anlatılan, uzay boşluğunun sonsuzluğu geliyor. Ama yine de hayal gücümün geniş olmaması ile bağdaştırabileceğim gibi, onun da bir sınırı olması gerektiği düşüncesi orada bir yerlere sınır çekiyor. Kısacası sonsuzluk kelimesini algılayamıyorum. Belirsizlik ise zaten algılanabilir olmayan demek olduğu için bu konuya hiç girmiyorum.
Yani Anaximander, İsa'dan önce 600 ila 550 yılları arasında yaşamış olan bu adam, kendi dillerinde anlamı bulunmayan iki kelime ile bu apeiron denen şeyi tanımlamaya çalışmış. Evet, evet, tanımı yapılamaz dediği şeyi bu şekilde tanımlamış.
Biraz da söylediklerini açmaya çalışayım sizlere. Anaximander abimiz, bu apeiron'un her şeyin özünde var olduğunu, bütün kozmozu oluşturduğunu söylemiş. Yani suyu, toprağı, havayı ve ateşi oluşturan şey bu apeiron. Bizim şu an atom diye tasvir ettiğim şey, Anaximander'in gözünde apeiron adını almış.
Benzetmemi sakın yanlış anlamayın. Democritus ve Leucippus bu atomlardan bahsederken, onların çok küçük olduklarını ve sonsuz olduklarını dile getirmişlerdi fakat onların tanımlanamaz olduklarını söylememişlerdi. Ayrıca onların birbirlerinden farklı olduklarını da söylemişlerdi. Bir nevi Anaxagoras'ın tohum dediği şeyleri biraz değiştirip söylemişlerdi. Bir de bu adını saydığım adamlar zaten Anaximander'den sonra yaşamış insanlar.
Neyse çok karıştırmayayım.
Kısacası, Anaximander bu şeylerin bizim bilebileceğimiz bir şeyler olmadığını, "dünya dışı" olduklarını dile getirmiş bizim kısıtlı algılamalarımıza göre. Elimizde Anaximander'in yazıtlarından fazla bir şey kalmadığı için çok fazla açıklayamıyor kimse. Ama yine de apeironun belirsiz bir şey olduğunu söylemiş olması ilginçtir.
Ayrıca, sonsuz sayıda dünyayı oluşturuduğunu da söyler bu apeironun. Sonra, dünyadaki karşıtlıkları da apeironun oluşturduğunu söyler. Soğuk ve sıcak, ıslak ve kuru gibi.
Bir de, neden Anaximander hocası Thales gibi dört elementten birini seçmedi soru var askıda kalan. Ona da şöyle bir cevap veriliyor: ( Ben verenlerin yalancısıyım.)
Bu dört elementi de birbirlerinin karşıtı olarak görüyor ve eğer temel element bunlardan biri olsaydı, karşıtı da bu dünyada yer alamazdı, onun içinde yok olur giderdi diyor. Böylece bu dört temel elementten herhangi biri olmaması gerektiğini söylüyor Anaximander.
Ayrıca dünyanın yaratımıyla ilgili de bir şeyler söylemiş ama o kısım azıcık apeiron ve özelliklerinden kayıyor, o yüzden o kısıma girmeyeceğim.
Yani anlayacağınız, karışık, anlaşılmaz bir şeyler söylemiş Anaximander abimiz. Apeiron gibi bir kelime yaratıp, zamandaşlarının anlamsız bulacağı şeyleri üstüne basa basa insanlara anlatmaya çalışmış. İyi de etmiş yani. Böylelikle, belki de felsefeye ilk belirsiz yani soyut diye nitelendirdiğimiz kavrammlar girmiş oldu. Daha ne olsun.
Belki daha açıklayıcı olabileceğim bir kaç tarih öncesi abimiz ile ilgili bir şeyler yazarım daha sonra tekrar. Umarım apeironu seversiniz.
Azizim esas olarak o sonsuzluk yani "infinite" fark ettiysen zamanda sonsuzluk demek, yani ölümsüzlük. Antik yunanda zamanda sonsuzluk anlaşılmayan bir kavram değil. Mekansal sonsuzluk diye bir fikirleri yok bu arkadaşların. Rahat ol yani.
YanıtlaSilSaygılar.
Aslında, benim öğrendiğim kavram, mekansal sonsuzluk olarak geçiyor. "Infinite" olarak geçen, apeiron'un sayısa sonsuz olması, her şeyin için hem zamansal hem de mekansal sonsuzluğa sahip olması, her şeyin ondan var olması manasında kullanılıyor. Antik Yunan'ın zamanda sonsuzluk kavramı da bizim zamanda sonsuzluk kavramımızdan da farklı ayrıca. Bunu da elimden geldiğince Antik Yunan'da dil problemi başlığı adı altında açıklamaya çalıştım. Yani döngüsel bir zamanda, zaten her şeyin zamansal olarak sonsuz olduğunu söylüyorlar. Umarım doğru bir açıklama yapıyorumdur.
YanıtlaSilYorum için teşekkürler, yanlışım varsa, daha derin açıklamaları merakla bekliyorum.