Pazartesi, Mayıs 3

bilimin "determinizm" adımı ve nöropsikolojinin özgür iradeye etkisi

kafama takılan bir şey var...

"belirlenmişlik" fikri, "bilimsel belirlenmişlik"le birleşince; -kabaca, bilimin öyle bir noktaya gelmesi durumundan bahsediyoruz ki, bir insanın varoluşu boyunca tüm aksiyonları, aksiyomatize edilmiş olacak.- ortaya "özgür irade" kavramı tabi ki girer.

çok ilginçtir aslında, antik yunanın o kozmolojisi ne zaman ki "mekanize felsefe" tabir edilen alana kaydı. işte o noktada felsefenin içerisine birey girdi o kozmos boşluğunu doldurmak için.


yine "mekanize" fikri öyle bir pozisyona erişti ki; bugün bireyin mekanizasyonu üzerine bir şeyler yazmama izin verebiliyor.

özünde soru sabit, hangi noktada bir kişinin aksiyonlarının ve potansiyel aksiyonlarının tamamı aksiyomatize edilebilir? ve bu mümkün müdür?

bir kişinin bilimsel anlamda belki de nöronlarını inceleyerek; o günden sonra yapacağı tüm beyinsel aktiviteleri görebilmek, bilimin omuzlarına ne kadar yük bindirip, bireyin omuzundan ne kadar yük alacaktır?

ayrıca bir insan ne kadar bilinebilir? sonuçta bilimin uğraştığı şey rasyonalize olmuş kısmıyladır insanın. hiç mi bir hareketinde irrasyonaliteye özgü bir şey olmayan bir varlıktan bahsetmekteyiz burda? oturup aşık olan, canı sıkılınca depresyona giren bir şey bu insan sonuçta.

rasyonalitesi nerede başlayıp nerede biter?

bilimin; hayatında fasıl müziği sevmeyecek diyeceği insan, gün gelip birine aşık olup, arkadaşlarla rakı sofrasında oturunca ne dinleyecek? ve gerçekten fasılı sevmeyecek mi o zaman?

soru sabit; şu "an"ın ne kadarına karar veriyoruz ki aslında? bilim bize ne söyleyecek?

bu konuyla ilgili ısrarla düşününüz:

- etik
- estetik
- psikoloji

1 yorum:

  1. Muhteşem olmuş h, tebrikler =) Çok eğlendim okurken. Ötesinde, blogun başlangıcındaki yazılarım geldi. Büyümüşüm =)

    YanıtlaSil